Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

karın doyurmak

  • 1 karın doyurmak

    корми́ться, добыва́ть сре́дства к существова́нию

    Türkçe-rusça sözlük > karın doyurmak

  • 2 karın

    живо́т (м)
    * * *
    выпад. -rnı
    1) живо́т
    2) желу́док

    karnım aç — я хочу́ есть, я го́лоден

    karnı acıkmak — проголода́ться

    karnı tok — сы́тый тж. перен.

    bu sözlere karnı tok — он сыт э́тими разгово́рами

    karnı zil çalmak — си́льно проголода́ться, урча́ть в животе́

    aç karna — на голо́дный желу́док, натоща́к

    3) разг. ма́тка
    4) вы́пуклая / взду́тая часть не́которых предме́тов

    şişenin karnı — широ́кая часть буты́лки ( ниже горлышка)

    5) нутро́, душа́; голова́

    senin karnındakini ne bileyim? — отку́да мне знать, что у тебя́ внутри́?

    6) физ. пу́чность
    ••

    karnı tok it gölgede yatarпосл. сы́тая соба́ка лежи́т в тени́

    - karın doyurmak
    - karından konuşmak
    - karından söylemek
    - karnı tok sırtı pek

    Türkçe-rusça sözlük > karın

  • 3 karın

    karın < karnı> Bauch m; Leib m; Mutterleib m, Schoß m; Bauch m eines Schiffes; einer Flasche; PHYS Schwingungsbauch m; fig Kopf m; Innere(s), Seele f;
    karın ağrısı Leibschmerzen m/pl; Person unausstehlich; Sache fam Dingsbums n;
    karnı aç (oder boş) hungrig;
    karnım aç ich bin hungrig;
    -in karnını doyurmak (sich oder jemanden) sättigen;
    karnım tok ich bin satt; fig ich habe genug (-e von); ich bin es satt;
    karnı tok sırtı pek fig wohlhabend;
    karnım zil çalıyor mir knurrt der Magen;
    karnım acıktı ich habe Hunger bekommen;
    karnı geniş sorgenfrei; sorglos;
    karın karına Seite an Seite;
    karından konuşan Bauchredner m;
    karnından konuşmak brummeln, nuscheln; flunkern;
    -in karnından geçmek es geht jemandem durch den Kopf, sich (D) etwas überlegen

    Türkçe-Almanca sözlük > karın

  • 4 karın

    ",-rnı 1. abdomen; abdominal region. 2. belly, stomach. 3. womb. 4. belly; the rounded, protrusive part (of something). 5. colloq. mind, head. 6. phys. antinode, loop. -ı acıkmak to be hungry, get hungry. -ı aç hungry. -ı ağrımak to have a stomach ache. - ağrısı 1. stomach ache, colic. 2. colloq. a pain in the neck (person). 3. colloq. what-do-you-call-it, whatyoumayjigger. - boşluğu anat. abdominal cavity. -ı burnunda very much in the family way, big with child. -ını deşmek /ın/ colloq. to stab (someone) in the belly. -ı doymak to be full, have eaten one´s fill. -ını doyurmak 1. to eat one´s fill. 2. /ın/ to feed (someone). - fıtığı path. abdominal hernia. -ı geniş easygoing, nonchalant. -ı gitmek to have diarrhea. -ı karnına geçmiş painfully thin person. -ından konuşan kimse ventriloquist. -ından konuşma ventriloquism. -ından konuşmak to ventriloquize. -ından söylemek 1. to speak very softly. 2. to make up a tale, make up a yarn. -ı sürmek to have diarrhea. -ı tok not hungry, full. -ım tok (bu sözlere). colloq. I´m tired of hearing about it. -ı tok, sırtı pek well-off and contented with life. - üstüne iniş crash landing (made without using the landing gear). - yüzgeci ventral fin. -ı zil/dümbelek çalmak for (one´s) stomach to growl from hunger; (for someone) to be very hungry."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > karın

  • 5 питаться

    1) beslenmek; gıda almak; karın doyurmak

    пита́ться мя́сом — etle beslenmek

    пита́ться одни́м хле́бом — kuru ekmek yemek

    пита́ться в столо́вой — kantinde yemek yemek, yemekhanede karın doyurmak

    хорошо́ пита́ться — iyi beslenmek / gıda almak, iyi yeyip içmek

    пло́хо пита́ться — yetersiz besin almak

    ста́нция пита́ется водо́й водохрани́лища — santralı baraj suları besler

    3) перен. gıdalanmak

    пита́ться слу́хами — söylentilerle gıdalanmak

    Русско-турецкий словарь > питаться

  • 6 поесть

    сов.
    1) (yemek) yemek; karın doyurmak

    пое́сть супу — çorba içmek

    пло́тно пое́сть — karnını iyice doyurmak

    там и пое́сть-то не́где — orada karın doyuracak bir yer de yok zaten

    2) разг. ( съесть все) yeyip bitirmek
    3) разг. yemek; kemirmek

    мех пое́ден мо́лью — kürk güve yeniği içindedir

    Русско-турецкий словарь > поесть

  • 7 Bauch

    Bauch <-(e) s, Bäuche> [baʊx, pl 'bɔıçə] m
    1) ( bei Mensch, Tier) karın; (Fett\Bauch) göbek;
    mein Vater hat einen \Bauch bekommen babam göbeklendi;
    mir tut der \Bauch weh karnım ağrıyor;
    sich dat den \Bauch mit etw vollschlagen ( fam) karnını bir şeyle tıka basa doyurmak;
    aus dem hohlen \Bauch ( fig) o ( fam) doğaçtan, içine doğduğu gibi;
    auf dem \Bauch liegen yüzükoyun yatmak;
    mit etw auf den \Bauch landen bir şeyde başarısızlığa [o hezimete] uğramak
    2) ( bei Flasche, Vase) karın; ( bei Schiff, Flugzeug) karın

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Bauch

  • 8 كنف

    I
    كَنَف
    1. gölge
    2. göğüs
    3. koyun
    Anlamı: (yatmakta iken) kollar arası, kucak
    4. kucak
    5. döş
    Anlamı: göğüs, bağır
    6. bağır
    Anlamı: göğüs
    II
    كَنَفَ
    1. doyurmak
    Anlamı: geçindirmek, yaşamasını sağlamak
    2. geçindirmek
    3. arkalamak
    Anlamı: arkasına almak, desteklemek, yardım etmek

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > كنف

См. также в других словарях:

  • karın doyurmak — 1) geçinmek Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi. N. Cumalı 2) yararı olmak Fakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek yemek — karın doyurmak Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu. E. Bener …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yiyip içmek — karın doyurmak, beslenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katık — is., ğı 1) Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek Birkaç günlük ekmeğini, katığını köyden getirirdi. Halikarnas Balıkçısı 2) Yağı alınmış yoğurt, ayran Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller katık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kifaflanmak — nsz, le Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kahvaltı etmek — hafif yiyeceklerle karın doyurmak Akşamları yemek yemiyor, kahvaltı ediyoruz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»